Evet, bugün sancılar içinde işten eve dönüyordum, bunu yaparken vapurdaydım. Vapurda siluet fotoğrafları çekmişliğim, değil martılarla simit paylaşmışlığım, yemişliğim bile yoktur. Bugün bunu yapmak zorunda kaldım.
Üst katta oturup "Ah aşık olmak ne zor", "vah istanbul ne güzel" derken bir yandan da bu dönem çalışacağım Galata ve Haliç kıyılarından nasıl en fazla rant elde edebileceğimi düşünüyordum. O anda arkadaki gırand pirınsıs dikkatimi çekti. Yanından geçen takayı yutacak gibi görünüyordu. Düşündüm de o takada ben de olabilirdim..
Ölçekten ürktüm, bir kul olarak küçüklüğümü tekrar hatırladım. Bu kallaviyet beni aşıyordu.. Ben iyisi mi paragrafın başına döneydim.
Otoların parkları bizim olsa
2005 yılında San Franciscolu bri sanat inisiyatifi olan Rebar tarafından başlatılan Park(ing) Day (Park (etme) günü) her yıl belirlenen park alanlarını kısa süreliğine yeşil alana dönüştüren günlük bir gösteri. Geçtiğimiz günlerde 19 Eylül'de gerçekleştirilen etkinlik, kentlerimizin parklara ihtiyacını vurguluyor.