Kısmi düzen, bölgesel nizam severim. Düzenin ne heyecanı yok ettiği ne de yaratıcılığı (yiğidi) öldürdüğünü düşünmüyorum. Seviyorum seviyorum ve seviyorum.
Amerika beni şaşırtmaya ve kafamdaki cevapsız gedikleri doldurmaya devam ediyor. Evet, buranın da medeniyetini değil ahlaksızlığını almışız, Avrupa’nın olduğu gibi. Tüketime programlı vatandaş burada toplu taşıma fakiri. Bilindiği üzere arabasız ulaşım neredeyse imkansız. Toprak bolluğuna vererek sokak ve caddeler ülkenin vaziyet planı ölçeğine uygun biçilmiş. Ama her şekilde trafik tıkanıyor ve tahmin edildiği gibi park sorunu yaşanıyor. Buradaki park sisteminden çok hoşlanıyorum. Çok kısa aralıklarla var olan park tabelaları sokağın ve park etmeye girişilen kaldırım parçasına hangi saat dilimi içerisinde park etmenin uygun olduğunu yazıyor. Böylece simgeleri ve tabelaları okuyarak bürokrasinin size tanıdığı özgürlük alanına yerleşiyorsunuz. Öyle çok tabela, sembol var ki bazen sinirleniyorum. İşaretsizlikten izanımızla yorumladığımız kurallarla kentte at koşturmak varken..
İşim icabı kaldırım bordürlerine sempati besliyorum. Yine bir tanesini gözetirken ‘Harika bir bordür, hem de kırmızı. Ah biz niye hep bu bordürleri sıkıcı renklerle yapıyoruz.’ seslendirirken kırmızı bordürün park edilmez alan olduğunu c bana hemen bildirdi.
0 yorum:
Yorum Gönder