''Türkiye çöl olmasın'' sloganını çabuk unuttuk. Hepimiz her yıl kaç metreküp toprağı erozyona kurban verdiğimizi ezbere biliyorduk o sıralar. Bu slogana Las Vegas’ta serbest çağrışımla ulaştım. Çölde olmanın ne demek olabileceğini, kum fırtınalarını ve dostlardan dinlediğim Mısır deneyimlerini düşünerek klimalı otobüste otururken hayal ettim. Los Angeles’dan bir otobüs dolusu Çinli kardeşimizle yaptığımız 5 saatlik yolculuk sona erdiğinde durum netleşti. Orası kuru sıcaktı. Tam saçlarıma layık.
Bahsetmeye değer mevzu bu değil, ''havaların nasıl olduğunu konuşmak'' genlerimde olsa da bunu telefonda yapmayı tercih ederim. Las Vegas’tan öğrenmeye gittiğimiz gezide şaşkın turist gözüyle ben ve c kısmen mimari ve p. mimari gözlerle kenti deneyimlemeye, sorular sormaya ve ilk gözlemlerimizi birbirimize aktarıp beyin fırtınalarıyla dolu sohbetler etmeye-yapmaya hevesleniyorduk. Motele dönen son otobüsün saatini bilmek bunun bir parçasıydı. Stand-up kıvamında yolculuklar geçirten 2 katlı otobüslerin şoförlerinden iyi giyimli olan birine son otobüsün saatini sorduk. 3buçuk günlük gezimizin ilk hazır cevabı başlıktaydı.
0 yorum:
Yorum Gönder