Şoförle konuşmak yasak

şu an ofisteyim. lütfen;
1-kardeşim brezilya'dan, c amerika'dan döndü.
dünyada ise dönen dönene. olimpiyatlarla yatıyor çinli gülümsemesiyle kalkıyoruz. gel gör ki diksiyon kursları "gülme dersi" vermiyor burada. rusya gürcüleri acımadı, böldü. bunu nato'ya ve kosova bağımsızlığını destekleyenlere müstahak görüyor. öte yandan baba abd daha önce gördüğümüz bir filmi tekrar oynatıyor, çocuklarını uyarıyor.

2-tüm bunlara rağmen eskişehir'e gidiyor, hısımlarımı ziyaret ediyorum. eski rektör, daimi heykeltraş ve belediye başkanının kent üzerinde emellerinin rayından çıktığına şahit oluyorum. ah nedir o heykeller... ayıların, tanımadığım amcaların ve zeus'un heykelleri. işlemeli köprüler. trafiği kaldırmayan raylı sistem. jilet gibi yeşil alanlar, tertemiz sokaklar. strasburg'a, linz'e ya da nehri ortalamış her avrupa kentine öykünen ama yine de türk olmaktan geri kalamayan bir anadolu şehri oluyor. mostar'ın da ortasından su geçer. kanlıdır, gergindir, köprülüdür ama kendine özgüdür. hatta biraz osmanlıdır.
niyetim sövmek değil övmek. eskişehir'in dönüşümüne bizzat şahitlik ettim, onu seviyorum. ama sadelikten yanayım çünkü fazlasını anlamıyorum.

3-spekülasyon severim, aslı astarını kimse merak etmez neticede. astar da internette satılmıyor.

0 yorum: