WTF

TASINDIK.
olmuyor

Kendinol

Kendimi etkinlik haberi vermekten alikoyamiyorum. Yalnizca haber verip ustune iki cift soz edememekten memnun degilim, ama sirf bu yuzden haberi vermemektense belki benim disimda soz edeceklere vesile olur diyerekten su an burdayim.

Sait Ali Koknar ve Hakan Tuzgun Sengun ITU 1. sinif tasarim ogrencilerini "kendileri hissettiren" sarkilari biraraya getirmeye cagiriyor. Sonucta ogrencilerin olusturduklari album listeleriyle bir calisma duzenlenecek.

2009 Blog Ödülleri

Bu yıl ikincisi düzenlenen blog ödüllerinin 14 ayrı kategoride yarışan blogları yapılan oylamalar sonucu sahiplerini buldu. Her kategoride kazanan ilk 3 geçtiğimiz cumartesi günü Fenerbahçe Faruk Ilgaz tesislerinde düzenlenen törende ödüllerini aldı.

Eko Tasarım Buluşması

Mana Design 15-29 Mayıs 2009 tarihlerinde ITU Taşkışla’da Eko Tasarım Buluşması’nı hayata geçirecek. Eko Tasarım Buluşması Türkiye’de hem eğitimde hem de profesyonel alanda ekolojik tasarım yaklaşımlarının ve uygulamalarının paylaşılacağı ilk geniş kapsamlı platform olma özelliğini taşıyor.

Gerilla Bahçıvanlık

Gerilla bahçıvanlık (Guerilla Gardening), çevrecilerin oluşturduğu politik bir grup. Arazi hakkı, arazi reformu ve permakültürle ilgilenen aktivist çevrecilerin başlattığı oluşum, mülkiyetine sahip olmadıkları kullanımsız alanlarda bitki ekim ve dikimi yaparak eylemlerini gerçekleştiriyor. İhmal edilmiş, terk edilmiş alanların mülkiyetinin, yeni bir amaç uğruna kullanımları önerildiğinde değişebilir olmasını savunuyor. Grup üyeleri belirledikleri alanlara yasal olmayan biçimlerde ekim yapıp yeni çiçek ve sebze bahçeleri yaratıyorlar. 1973’de Liz Christy ve Yeşil Gerillalar Green Guerillas) grubu, New York’ta bir parkın harabe bir kısmını izinsiz bir şekilde bir bahçeye dönüştürmesiyle başlayan Gerilla bahçıvanlık, bugün aynı mantıkla, izinsiz alanlara, meyve ağaçları, meyvesi yenilebilir pereniyaller, park ve refüjlere çiçekler eken sivil hareketle devam ediyor. Bahçıvanlığın radikal bir biçimini ortaya koyan bu akım çoğunlukla kamusal kullanıma sahip alanlarda etkinlik göstermekte.
Amacın yaşadığımız alanları doğal ortama yakınlaştırmak ve sağlıklı kentlerde sağlıklı bireyler olarak yaşamaya giden yola yön vermek. Yöntem olarak grup içi malzeme, tohum, bitki, araç gereç gibi hazırlıklar, buluşmalar düzenledikten sonra harekete geçmeyi izleyen bahçıvanlar grup olarak da bireysel olarak da çalışabiliyor. Bu akımın bir takipçisi olmak için gruba üye olmak gerekmiyor. Yaptıkları çağrıda herkesin evinin çevresine, boş işlevsiz ve kötü görünen kamusal ya da özel alanlar üzerinde “gerillalık” yapabileceğini vurguluyorlar.



Tokyo Piknik Kulübü

Tokyo, tüm alt ve üst yapı sistemleriyle metropollerin örnek aldığı bir kent. Bu sistemler bütününde kentsel dokunun yoğunluğundan kaynaklanan bir açık alanlar sisteminden yoksun. Kişi başına düşen yeşil alan oranı 29,1 m2 olan New York, 26,9 m2 olan Londra gibi megapollere kıyasla Tokyo, 5,2 m2 oranıyla oldukça gerilerde kalıyor. Tokyo Piknik Kulübü (Tokyo Picnic Club) kentteki bu açık alan sıkıntısını dile getiren, konuyla ilgili projeler geliştiren bir grup. Mimar Hiroshi Ota, kentsel tasarımcı Kaori Ito ve müze yöneticisi Tomaharu Matsuda tarafından kurulan grup bugün peyzaj mimarları, tasarımcılar, grafik tasarımcıları, fotoğrafçılar, küratörlerden oluşan geniş bir topluluğu kapsıyor. Pikniği Tokyo`nun güncel koşullarında tekrar tanımlama amacıyla bir araya gelen grup üyeleri, menü hazırlamaktan etkinlik ürünleri tasarımına, yeşil alan koşullarını iyileştirmekten park yönetim sistemlerinin analizine ve peyzaj kalitesini irdelemeye uzanan projeler üretiyor, etkinlik ve sergiler düzenliyorlar.
2003`de peyzaj mimarı Hajime Ishikawa ile beraber kentsel açık alan sistemlerini değerlendirme amaçlı yaptıkları analizler sonrası Tokyo`nun diğer metropollere göre düşük olan kişi başına düşen yeşil alan oranının yanı sıra var olanların da kamuya açıklık konusunda problemleri olduğunu tespit eden grup, “Piknik Hakkı” (Picnic Right) sloganıyla tüm Tokyoluların açık alan kullanım hakkı olduğunu savunuyor. Grubun çalışmalarını sıradan bir organizasyondan farklılaştıran faktörse etkinliklerin birer peyzaj projesi gibi ele alınması; analizlerin yapılması, istatistiklerin çıkartılması ve ardından alana yönelik önerilerin geliştirilmesi. Açık alan kullanımının önemine dikkat çeken protesto niteliğinde piknik etkinlikleri ise tüm bu sürecin ardından gelmekte. “Kendi pikniğini düşün” (think for your own picnic) ya da “pikniği savun” (fight for the picnic) gibi sloganları ve hazırladıkları 15 maddeli manifestolarıyla aktivist grubun çalışmaları Tokyolular tarafından ilgi görüyor. Temel bir rekreatif etkinlik olarak pikniğin kentsel yeşil alanlar sistemindeki sıkıntıyı dile getirmek ve farkındalığı artırmak için bir araca dönüştürülmesi, iletişimin ve verilmek istenen mesajın toplumsal anlamda etkinliğiyle sonuçlanıyor.







Hareket vs Girişim

Uzun zamandır kişisel olarak son haftalarda da öğrenci sempozyumunda sunmak için ilgilendiğim bağımsız inisiyatiflerden birkaçını burada da yayınlıyorum.

Pembe

Toronto June Calwood Park icin acilan yarismayi Kanadali gh3 ofisi kazandi.









Akar, Akar, Akar

Londrali mimarlik ofisi Plasma Studio son yillarda dikkat cekici projelere imza atiyor. AA ekolunden gelen 3 mimardan olusan grup bu sefer de Cin`de duzenlenecek Hortikultur Fuari`nin projesini ustlenmis.

Peyzaj projesini de gruba yakin bir cizgide duran Groundlab ofisinin ustlendigi projenin adi Flowing Gardens.




Konferans

State of Soul Istanbul

Avrupa peyzaj mimarlığı öğrencileri birliğinin (ELASA) bu yılki buluşması İstanbul'da gerçekleşiyor. 11-16 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek ELASA2009 teması kültürel peyzaj - kent kimliği.

Park Başka Lale Başka

Biz, yeni nesil, Turkiye'de gelisen bir yarisma kulturunun ortasinda mezun oldugumuz icin sansliyiz. Ozellikle son yillarda sayisi artan kentsel tasarim yarismalarinin onsarti olan disiplinlerarasi calisma gerekliligi, taninirligi konusunda hassas meslek dallarina onemli bir firsat tanirken ayni zamanda ice kapaliliklarini da kiriyor.

Madrid'de acilan Parque de Valdebebas yarismasi, 80 hektarlik bir arazinin kent parkina donusumunu amacliyor. Kentsel peyzajda bizim anladigimizdan biraz daha farklisini goren bir bilincin sonucu olan bu tip yarismalarin da en az kentsel donusum projeleri kadar onemli, hatta daha hayati oldugunu gormeye yakin duruyoruz. Burda da artik, Taksim gezi Parki, Caddebostan Parki, Halic kiyi seridi gibi alanlarin yarismalarinin acilmasi sart. Yalnizca belediye uygulama departmanlarinin ya da ortulu ihalelerin tekelinde kalan bazi yeni projelerin de surec degisikligine zorlanmasi ancak bu tip, hakim gelenege ters bir akimla gerceklesebilir.

Bu arada Istanbul'un bu yilki lale devrine girdik. Kagithane - Piyalebasi tunelinin hemen yanindaki egimli alana soganlari dikilmis (muhtemelen secim oncesi acele acilisin gorsel-bitkisel bileseni olarak) park bahceler mudurlugunun en buyuk sovu olan bu Hollandalilar bu yil da kentimizi renklendirmekte.

Perşembe Seminerleri

İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü'nün her yıl düzenlediği Perşembe Seminerleri, 2009'da da devam ediyor. Seminerler, 19 Mart - 16 Nisan 2009 tarihlerinde, 12:30 - 13:30 saatleri arasında, İTÜ Taşkışla Binası 127 no'lu konferans salonunda düzenlenecek.

Program
19 Mart 2009
Prof.Dr. Ahmet Cengiz Yıldızcı
"Çin Halk Cumhuriyeti'nden Peyzaj Uygulama Örnekleri"

26 Mart 2009
Yrd.Doç.Dr. Çağatay Seçkin
"Golf Sahaları: Çevresel Sorunlar, Çözüm Önerileri"

02 Nisan 2009
Prof.Dr. Adnan Uzun
"ABD'den Görünümler: Clemson Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü İzlenimleri"

09 Nisan 2009
Yrd.Doç.Dr. Funda Yirmibeşoğlu
"Kentsel Peyzajda Dönüşüm: Barcelona"

Arş.Gör. Gülşen Güler
"Barcelona'dan Peyzaj Uygulama Örnekleri"

16 Nisan 2009
Yrd.Doç.Dr. Yüksel Demir
"Mimarlık- Peyzaj Arakesiti"

Patlayan Çöplük

Bu dönemki proje dersimiz Hekimbaşı Ümraniye katık atık transfer istasyonunun kentsel tasarımı. 1993'teki kayma sonrası 25 kişinin ölümüne sebep olan alan aslında Türkiye'de çöp depoloma tekniğinin değişimine önayak olmuş. 1950'lere kadar tüm katı atığın denize döküldüğü İstanbul'da, çöplerin herhangi bir işlemden geçmeden, ayrıştırılmadan üstüste yığılması anlamına gelen vahşi depoloma metodunun uygulamaya geçmesi de yine bu yıllara denk düşüyor. 80'lerde ilk çöp yönetmeliğinin çıkartılmasını izleyen yıllar Anadolu ve Avrupa yakalarında belirlenen alanlara atıkların yığılmasını ve üzerlerinin toprakla örtülmesiyle geçmiş. Ümraniye çöplüğünün patlaması, alandaki yığınlar içinde sıkışan metan gazının çıkışı olarak yansıtıldı medyada. Belediye raporlarında ise bu felaket, gaz patlaması değil stabilizasyon probleminden (ihmalinden) ötürü kayma olarak açıklanıyor, hatta bununla ilgili çeşitli argümanlar sunulmuş.


1993'teki bu patlamadan sonra düzenli katı atık depoloma tekniğine geçilerek çeşitli bertaaraf yöntemleri arayışına girildi. Bugün evlerimizde ayrıştırmadan market poşetlerine tıktığımız atıklar yerel belediyelerin çöp araçlarıyla kapımızın önünden toplanıp transfer istasyonlarına gidiyor. Anadolu yakasında 3, avrupa yakasında 4 ayrı transfer noktasında sıkıştırılarak hacmi küçültülen çöp blokları buralardan düzenli depoloma alanlarına götürülüyor ve toprağa gömülüyor. Düzenli depoloma alanlarında belirli bir yatırım sonrası gömülü alandan elektrik üretimi yapmak mümkün ki dünyanın çeşitli yerlerinde bu uygulamalar yaygın biçimde görülüyor. Ümraniye çöplüğünün bir kısmı bugün, spor tesisi, rekreayon alanı olarak kullanılıyor. Dolgu alan ise patlamadan sonra temizlenip, üzerine toprak örtülüp kapatılmış. Elmalı Barajı'nın hemen yanında bulunan alanda bugün çocuklar koşup oynuyor, aileler piknik yapıyor. Çöplerin gömülü durduğu yumuşak toprak zeminde bitkiler bitmeye başlamış bile.


Field Operations

James Corner sevenlere; Türkçe kaynak

gercekler

Kurusıkı 2


Sevdiğim Kitaplar 3

Charles Waldheim'ın editörlüğünü yaptığı bu kitabı yazın Los Angeles'dan almıştım. Yayın, adından da anlaşılacağı gibi landscape urbanism üzerine yazılan bilimsel makalelerden oluşan bir derleme. Söyleşiye hazırlanırken de yanımdan ayırmadığım kitabı Waldheim'ı bulmuşken imzalattım, böylece hayatımda ilk defa imzalı bir kitabım olmuş oldu.
Komik. Adamcağız da belli hiç "imza günü" filan olmamış, bu talebime şaşırdı, sevindi.

Charles Waldheim Konferansı 2

Cuma günkü söyleşi ve ertesi gün gerçekleşen konferans harikaydı. Landscape urbanism teorisini ağırlıklı olarak Kuzey Amerika olmak üzere dünyadan örneklerle sunan, teorinin temellerinden ve tarihinden bahseden Waldheim söyleşisini XXI'in mart sayısında okuyabilirsiniz.

Charles Waldheim Konferansı

Aylar önce master tezinizi üzerine yazmaya karar verdiğiniz ama bir türlü zaman uydurup da derinlemesine incelemeye oturamadığınız bir teori mi var? Ve kurucusu konferans vermeye mi geliyor? Ve siz onunla röportaj mı yapacaksınız?
Aman Allahım, çok şanslı olmalısınız.

Charles Waldheim konferansı 7 Şubat Cumartesi Garanti Galeri'nin Disiplinlerötesi Konferans Dizisi kapsamında Garajistanbul'da gerçekleşecek. İlgilenin.

Public Design Festival

Milano'da 18-26 Nisan tarihleri arasında Mobilya Fuarı'na paralel olarak ilk defa düzenlenecek Public Design Festival'in son başvuru tarihi 28 Şubat.

Kayıtdışı 02

Geçtiğimiz sene ilki düzenlenen ve çok ilgi gören Kayıtdışı'nın bu yıl ikincisi yine Yıldız Teknik Üniversitesi'nde gerçekleşiyor. Bu seneki teması "liminal" olan etkinlik 2-atölye başvuruları başladı bile.

Bu sırada önümüzdeki günlerde yurda dönecek olan C. Alper Derinboğaz'ın yerel ortamlardan ayrı kaldığı 2 yıl boyunca aktifliğinden zerre kaybetmediğini, temelli dönüşünden 3 gün sonra atölye açabilirliğinden anlıyoruz. Benimde ucundan alet olduğum Düş Peyzajlar / Atmospherics Kayıtdışı atölyeleri arasında yerini aldı. Buna da bekleriz. Görünen o ki biz çeşitli sebeplerle önümüzdeki hafta hergün Kayıtdışı'nda olacağız.

Peyzaj Mimarlığı I. Ulusal Öğrenci Sempozyumu


Bu da sevindirici bir gelişme. Peyzaj mimarlığı öğrencilerinin örgütlenmesinin Türkiye'de çok zayıf olduğunu düşünürken bu konudaki cehaletimi farkettim. Takip edemediğim şeyler de oluyormuş meğer, belki biraz daha ses duyurmaya ihtiyaçları var sadece.

24 - 25 Nisan'da Adana'da gerçekleşecek ilk sempozyumu sanırım odanın gençlik kolu üstleniyor. Doğal ve Kültürel Peyzajların Sürdürülebilirliği ve Çevre; Peyzaj Mimarlığında Kentsel Kimlik, Kent Kültürü ve Sanat; Peyzaj Mimarlığı ve Örgütlenme; Peyzaj Mimarlığı ve Teknoloji;Peyzaj Mimarlığı ve Eğitim başlıklı sempozyum konularıyla ilgili bildiriler için son başvuru tarihi 15 Şubat.

Bisiklet Demişken

İstanbul'da bisiklet kullanımının yaygınlaşamamasının sebebi malum; topografya. Ve yine topografyaya bağlı olarak ulaşım hatlarının düzensizliği, plansızlığı sebebiyle çarpıklığı, orantısızlığı değil bisiklet kullanmaya, hatların varlığına bile olanak tanımıyor. Benim bisikletler için "kaldırgaçlı bisiklet hatları" projem var ancak ayrıntılarını ancak büyük mevkilere geldiğimde yayınlayabilirim.

Coğrafyası düz kentlerde, kentlinin hayatını müthiş kolaylaştıran bisiklet bizim kültürümüzde çocuk oyuncağına denk gelir. Şanslıysanız okuma bayramında ya da 1. sınıf bitiminde karne hediyesi olarak bir çift tekerlekli BMX'iniz olmuştur. Hele hele kızsanız ailenizin size böyle bir hediye alması için ya süper gated communitylerden birinde oturuyorsunuzdur ya da sokak çocuğu olmanıza göz yumuluyordur (zaten barbilerle büyümemişsinizdir). En yakın 6 kız arkadaşımdan 4 tanesi bisiklete binemiyor, 1 tanesi ise "binebiliyor mu emin değil" ise bu acımasız çıkarımları yapmaya kendimde hak görürüm.

İstanbul'u geçelim, yurdumuzda düz kentler de var. Nedense "düz kent" deyince aklıma Konya geliyor -ova ya-. Ama sebeb-i post kentimiz Alanya. Kaynağı Arkitera'dan aldığım habere göre Alanya belediyesi Yıldız Teknik Üniversitesi ile bisikletlere uygun yeni bir kentsel tasarım uygulaması gerçekleştirmiş. Bisiklet istasyonları ve tarifeler düzenlenmiş, tabii ki yollar buna göre yeniden elden geçirilmiş, sürekliliği sağlanmış ve trafik akışı yaya-bisiklet-araç hiyerarşik üçlüsüne göre yeniden düzenlenmiş. Hatta tek tip bir bisiklet bile hazırlanmış bu program için, aynı Viyana'daki gibi.



















Yine başka bir güzel haber ise (Arkitera aracılığıyla Taraf Gazetesi kaynaklı) Konya'dan. Konya Belediyesi 2010 yılında 40 bisiklet istasyonu açarak kentte bisiklet kullanımını yaygınlaştırıcı projesini açıklamış. Kente ait bisikletler aynı city bike wien'da olduğu gibi alınan bir istasyondan kentin başka bir ucundaki istasyona bırakılabilecek. Ve tüm hatlar GPRS ile denetim altında olacak.
İşte benim de Konya'dan beklediğim buydu, düzlüğün avantajını keşfetmesi.

Sevdiğim Bisikletler

Rahmetle Anmak

Lisansın ilk yılları projelerine, eskizlerine bakarak, üslubunu araştırarak geçirdiğimiz Yves Brunier'nin her gözü-kulağı açık peyzaj mimarlığı öğrencisinin gönlünde bir yeri vardır. Çünkü o peyzaj mimarlığının aynı zamanda Jimmi Hendrix'i, Jeff Buckley'si, Kurt Cobain'i, Kerim Tekin'idir, genç yaşta hayata gözlerini yumduğu için (bu kalıba dikkat!). Ölümü bu isimler kadar elim miydi bilecek kadar olayın üzerine gitmedim, yalnızca bu sebeple uygulanmış çok az projesi olduğunu biliyorum.

Thin City atölyesi kapsamında, yapılan gezide Rotterdam'da Yves Brunier, Rem Koolhaas ve Petra Blaisse'nin 1990'ların başında tasarladığı ve uyguladığı Museumpark'a da bir göz attık. Gördüklerim içimi sızlattı nedense. Kunsthal ve NAI arasında kalan parkın yarısında büyük bri altyapı çalışması başlatılmıştı ve Yves'in tüm planına ihanet edilmiş gibi hissettim ve uygulanmış bir projeye büyük bir müdahele ne korkunç birşey olsa gerek diye düşündüm. OMA'nın planına sadık kalınacak mı, yeni proje neye benziyor bilmiyorum ama burda Yves'in el çizimi görülebilir.




































Bu da geriye kalan yarıdan inşaat alanına bakış. Köprü hala duruyor.